Ne İşin Olur Motosikletle!
Hayat ne ilginçtir! insanlar bilmedikleri şeylerden korkarlar, hiç tanımadıkları şeylere karşı önyargılı yaklaşırlar. Belki insanın doğasında var, belki de içgüdülerimiz yüzünden böyle oluyor, bilemiyorum. Ben motosiklet ile geç tanışanlardanım. 26 yaşında kullanmaya başladım. Bazılarınız bunun erken olduğunu düşünebilir, fakat kendim için geç olduğunu düşünüyorum.
Motosiklet ile ilk tanışmam Murat Cengiz‘in motosiklet alması ile başlıyor. Evet beraber Hello Afrika turuna çıkacağım kişidir kendisi. Daha önce ilk yurtdışı gezim olan Alpler gezisini de onla beraber gittim. Hatta ve hatta bana motosiklet sürmesini öğreten de kendisidir.
Murat’ın ilk motor aldığını öğrendiğimde ki tepkimi hala hatırlıyorum. “Abi ne işin var, motosiklet deli işidir. Biniyorsun işte dört tekere ne yapacaksın iki tekeri…” Evet evet aynen böyle dedim 🙂 Bu lafımın üzerinden 7 sene geçti. Ben Murat’a bunları söyledikten sadece 1 yıl sonra motosiklet aldım!
6 sene boyunca içimdeki motosiklet tutkusu öyle büyüdü ki hayatımın vazgeçilmez bir parçası oldu. Boy boy 3 tane motorum (100cc, 660cc, 1000cc) oldu. Bu tutku yüzünden motosiklet tepesinde 20 ülkede binlerce kilometre yaptım. Uzun yolculuklara çıktım. Şimdi de Hello Afrika gibi çoook daha uzun bir yolculuğun arifesindeyim. 100 gün boyunca 15.000 kilometre yol giderek Güney Afrika’ya gideceğim.
Şimdi sorarım size bu önyargı değildir de nedir? Bir çoğumuz motosiklete karşı benim gibi düşünmüyor mu? Artık birşeyi sevip sevmeyeceğimi, onu denemeden, tanımadan karar veremiyeceğimi anladım. Onun içindir sürekli yeni birşeyler deniyorum veya yapmaya çalışıyorum. Sevdiklerim yaşamım bir parçası oluyor, sevmediklerim ise tatlı birer macera olarak anılarımda yerini alıyor.
Eğer motosiklete karşı ön yargılı davranıyorsanız, kendinize haksızlık ediyorsunuz. En azından bir deneyin!
Barış Bakır
Senin kadar güçlü olmasa da ben de benzeri yargılara sahip biriydim. Motor kullanmaya başlayana kadar, birinin arkasında gitmişliğim bile yoktu.
Ama bunun nedeninin, bizim gibi adamların makinaya aşık olmak yerine yola aşık olmaları bence. Makinaya aşık olsaydık, 17 yaşına basar basmaz ehliyetimiz olurdu. Önceki yolculukların olgunluğuyla, motosikletin yolculuk kavramına yeni bir boyut katması, aslında bir keşif. Bazı keşifler için de bazen böyle ön yargılar olabiliyor:)
Serkan Sogut
Barış eklemeler için teşekkür ederim, çok güzel yazmışsın. Yolda olmak ile ilgili daha önce yazmıştım sanırım anlatmak istediğini anladım 😉 – http://www.ruzgarinizinde.com/yazilar/yolda-olmak/
bahadir cambel
Harika yazmissin Serkan’cigim. Motor cok farkli bir duygu, ve onyargi ile yaklasmak cok kolay. Herkesin en azindan bir kez denemesi gereken bir sey oldugunu dusunuyorum
Serkan Sogut
Kardeşim teşekkür ederim. Bence sende ehliyet işini halledip başlamalısın. Hem Amsterdam’da çok da rahat kullanılır. Gerçi o kadar çok bisiklet varki onlardan nasıl olur bilemedim 🙂
Ekrem
Afrika’nın doğusunu Mozambik hariç motorla olmasa da gezdim, çok keyifli olacaktır. O yerlere bir de motorlu gezgin gözünden görmeyi heyecanla bekliyorum. Tekeriniz hep düz bassın, Bon Voyage!
Serkan Sogut
Ekrem teşekkür ederim. Bizde çok merak ediyoruz nelerle karşılacağız 🙂 Elimden geldiğince aktarmaya çalışacağım buradan 😉
Cloud Istanbul
Siz çok erken bile başlamışsınız, ben 37 yaşında aldım ilk motosikletimi ve öncesinde bisiklet küçük tefek moped deneyimim dışında hiç binmemiştim. Ama şimdi 4.motosikletime biniyorum yaş 45’İ buldu bu süreçte. Motosikleti amaç değil gezmek için araç olarak kullanmak bence asıl mesele, o zaman yaşınızın bir önemi kalmıyor binmek için. Ön yargı ben de hiç olmadı, çocukken bile isterdim ama fırsatım olmadı, hayat da bazı imkanları epeyce geç verdi elime. Motosiklete binmeyenin ön yargısını anlıyorum aslında, binenin tutkusunu anladığım gibi. Ama bildiğim binmeyenler asla bizi anlayamayacaklar.