Bir Motosikletçinin Arnavutluk Deneyimleri

Arnavutluk hakkında gitmeden önce bir çok olumsuz söz duymuştum. Genel olarak saçma bir yer olduğu ve alternatif yollar aranarak geçilmemesi öneriliyor. Tabi bir sürü kişiden bunları duyduktan sonra insan merak ediyor 🙂 Balkan gezisi için rotayı planlarken, geçsem mi geçmesem mi diye düşünüyordum. Fakat şartlar beni Arnavutluk’tan geçmeye mecbur bıraktı. Çok sonra anlatılanların hepsi gözümün önünden geçti.

Genel olarak Makedonya üzerinden Karadağ’a giden en kısa yol Arnavutluk üzerinden geçiyor. Makedonya’nın Ohrid şehrine gidiyorsanız ve sahil şeridinden Adriyatik’e inmek istiyorsanız mecbur Arnavutluk’tan geçeceksiniz. Yoksa Kosova’yı dolaşmanız gerekir. Bende daha önce aynı rotayı kullanmış diğer motosikletçiler gibi bu rotayı kullanmak zorunda kaldım. Tamam anlatılanlardan sonra Arnavutluk nasıl biryermiş çok merak ettim, fakat makbul olan ziyaretin kısasıdır şeklinde düşünerek, ülkede kalmadan transit olarak geçmeye karar verdim.

Burada yazdıklarım Ohrid (Makedonya) – Budva (Karadağ) arasındaki 300km’lik yolda gördüklerimden ibarettir. Ülkenin geneli için yazılmamıştır. Genel olarak yollardaki trafik oranı hep yoğun. Ayrıca çok yoğun bir yol çalışması var. Sanırım yolların hepsini yeniliyorlar. Arnavutluk’tan çıkana kadar sürekli olarak tırlar ve kamyonlarla muhattap oluyorsunuz. Fakat diğerlerinden dinlediğim gibi sürücüleri trafik canavarı değiller. Bir çoğu bana yol verdi. Hatta aynı bizde olduğu gibi radar yada çevirmeye yaklaştığımda karşı yönden selektörle uyardılar. Sanırım 4’e yakın radardan Arnavutluk sürücüleri sayesinde kurtuldum. Aynı şekilde tırlarda sollamak istediğinizde şerit müsait ise sola sinyal verip çıkabileceğinizi haber veriyorlar. Türkiye’de yaygın olan bu tür yol bilgisi paylaşımlarını Avrupa’da bulmak pek mümkün değil. Gerçi Arnavutluk dışında Balkan ülkelerinde de pek görmedim.

Arnavutluk’ta gördüğüm ilginç birşey daha var. Kentleşme genelde yol kenarları boyunca yayılmış. Tek sıra halinde kilometrelerce evler var. İkinci veya üçüncü sıraları bulunmuyor, sanki film studyosu gibiler 🙂 Tabi doğal olarak yola sürekli giren çıkan birşeyler oluyor. Özellikle yayalar şehirler arası yollarda sürekli yol kenarında yürüyorlar. Sadece büyükler değil, okula giden, bisiklete binen çocuklarda sık sık yol kenarındaki ince emniyet şeridini kullanıyorlar. Çok dikkatli ve yavaş olmak gerekiyor. Zaten trafiğin asıl sebebi bu yerleşim yerlerinin yol kenarına kurulmuş olması.

Yerleşim yerleri dediysem öyle güzel yerler değil gerçekten anlatıldığı gibi saçma sapan yerler 🙁 Şehir, kasaba yada köy neyse artık sürekli bir hurdalık görüntüsündeler. Sanki Avrupa’nın tüm eski arabaları burada. Özellikle Mercedes arabarlar çok yagınlar. Yok yok bütün arabalar Mercedes desem yeridir. Fakat öyle yeni modeller değil, hepsi eski model. Belki Mercedes’in kendisinde bile böyle güzel bir koleksiyon yoktur.  Eski araba çok fazla olduğundanmıdır yol kenarlarında sürekli sökülmüş, parçalanmış yada kaza yapmış hurdalar görmek mümkün. Evler bizdeki gecekondular gibi derma çapma ve sıvasızlar.  Hem yerleşim yerlerinde, hemde yol kenarlarında çok çöp bulunuyor. Sanırım yere birşeyler atmak burada normal karşılanıyor.

Yerleşim yerlerinde dikkatimi çeken birşey daha oldu. Sokaklarda sürekli toplu yürüyen erkekler var. Sanki askerde çarşı iznine çıkmışlar gibi 🙂 Bayanlar erkeklere göre daha iyi giyiniyorlar. En azından gördüklerim öyleydi.

Yollarda sürekli çevirme yapıyorlar. Sürekli polis veya radar kontrolü bulunuyor. Hiç sabit radar yada radar tabelası gördüğümü hatırlamıyorum. Neyseki -birazda Arnavut şoförlerin yardımıyla- hiç çevirmeye takılmadım. Çok fazla trafik kazası olduğunu düşünüyorum. Çünkü Avrupa genelinde yolda ölenler için yol kenarlarına konulan küçük ev maketleri burada da çok yaygın olarak var. Gördüklerimden sonra trafik kazası yüzünden ölümlerin çok olduğunu tahmin etmek zor değil.

Unutmadan 🙂 çok ilginç yol reklam panoları var. Hareket halindeyken bir iki tanesini çekebildim. İnsan bunlara bakarken kaza bile yapabilir.

Arnavutluk – Karadağ sınırına geldiğimde derin bir nefes aldım ve Arnavutluk’tan çıktığım için mutlu olduğumu hatırlıyorum. İçimden o anlamlı sözcükleri söyledim “ne saçma bir yerdi” 🙂 Yinede pişman değilim. Farklı bir deneyim oldu, güzel tecrübeler edindim. İnsan böyle yerlerden geçerken güzel yerlerin değerini daha iyi anlıyor.

Eğer Balkan taraflarına gidecekseniz yinede tavsiyem Mekedonya – Kosova ve Karadağ rotasını izlemeniz olacaktır. Ya da benim gibi 6-7 saat 300km yola katlanıp transit olarak geçeceksiniz. Arnavutluk’ta konaklamanızı tavsiye etmem.

12 Comments

12 Comments
  • SABİT

    serkancım merabalar. eşimle geçen sene balkan gezisin çıktık. biz makedonya kosova karadağ bosna hırvatistan, arnavutluk ve tekrar makedonya yolunu takip ettik. dediğin gibi arnavutluk gerçekten ilginç bir deneyim oldu. tiranda kalacak yer bulamadık. aslında bulduk ama merkezdeki international otel anormal pahalıydı bi kaç otel baktık yer yoktu. her otele yer sormak için girişte değnekçi diye tabir edebileceğim tipte insanlar “ucuz pansiyon var kalmak istermisin” diye yanaşınca korkup dures e gittik. yanlışlıkla otoban paralel bi yola girdik. bosnanın patika yolları bile bu yoldan daha iyidir. geceni bi yarısı dures gittik. bi otele yerleştik. oteli anlatamam ancak yaşanır:). atnavutluk öyle bi yerki illa geçeceksin. tavsiye ettiğin diğer yoldan yani kosova karadağ yolundan hırvatistana geçebilirsiniz. biz bosna ya geçtik ordan. ancak o yol çok tehlikeli. bizim eski karadeniz yolları onun yanında otoban kalıyor. ömrümde bu kadar sisi ilk defa gördüm. ve yol kenarından hemen sonra çok büyük uçurumlar başlıyor. geçtikten sonra büyük bir oh çektik. ama manzara çok güzel. bu arada arnavutluk hakkında bi dip not daha, ben ilk defa gümrüksüz bir ülkeye giriş gördüm. karadağdan arnavutluka geçtikten sonra norma de arnavutluk gümrüğünden de geçmeyi beklerken kilometrelerce yol gittik, yerleşim yerlerini geçtik baktık hala gümrük yok. sonra anladıkki öyle bişe yok. arnavutluk tamamen film gibiydi. görmeyi tavsiye ederim ama çok fazla kalmamak şartıyla:)

    • Serkan Sogut

      hehehe 🙂 Sabit yorumların için teşekkür ederim. Kendi deneyimlerini anlatman iyi olmuş. Bana soranlar içinde aynı şeyi söylüyorum. Kalmayın ama bir geçin havasını kokların göreceksiniz nasıl bir yer olduğunu. Balkanların geri kalanından çok farklı bir ülke. Motorlu motorsuz o kadar ülke gezdim daha Arnavutluk gibisini görmedim.

  • ersoy turgut

    her iki arkadaş güzel yorumlamış ancak; sadece bir transit geçerek ve7veya bir gece durus’ta kalarak Arnavutluk (Şpria)’u bilmek, anlamak, hele hele anlatmak çok zor. bence balkanalrın parlayan yıldızıdır Albania. hem Türkçe konuşan pek çok insanı vardır. doğası mükemmel, gelenek ve göreneklerine bağlı bir ülkedir Arnavutluk. daytı’de panormaya çımadan anlayamazsın Arnavutluk’u. fier’i, vlorayı görmeden, işkodrayı, beratı gezmeden anlayamazsın albanıa’yı. elbasan kalesinde makyato içmeden anlayamazsın, dibra, peşkop’yi görmeden anlayamazsın…

    • Serkan Sogut

      Ersoy bey haklı olabilirsiniz. Ben normalde bir gece kalmayı düşünüyordum fakat ülkede bütün gün motor sürdükten sonra bu fikrimden vazgeçtim. Belkide benim geçtiğim yollar, birazda benim şansızlığımdan dolayı Arnavutluk’a karşı bir önyargı oluşmuş olabilir. Daha uzun süre kalınıp gezildiği taktirde sevilebilir. Yazıdaki yorumlar tamamen kendi kişisel düşüncelerimdir. Bu arada o tarihten sonra ortadoğu ve kafkaslara gittim ve Arnavutluk’un yanında cennet kalacağı daha kötü yerlerde gördüm 🙂

  • Evgin Duyarlı

    Tiran-Elbasan arasindaki virajlı dag yolu manzarali  fena degildi aslında. Yol boyunda duran meyvacıların sattigi uzum ve dag elmasından denediniz mi bilmiyorum ama cok lezzetliydi. Evet polisler her tarafta, bir ara karakollarda iş yok yollara cıkıyorlar galiba diye dusundugumu hatırlıyorum. Bu arada Serkan seninle aynı rotayı yapmişiz şimdi farkettim de.Gecen hafta dondum ben turdan,  sagnak yagmurlara takıldım 4-5 gun yagmur altinda surmek zorunda kaldim, inanılmaz bir deneyimdi.

    • Serkan Sogut

      Çok güzel bir rotaydı. Bana soranlara ilk önerdiğim rota oluyor bu balkanlar rotası 🙂 Ben sanırım 2-3 gün yagmurda kullanmıştım. Fakat Hırvatistan’da Bora rüzgarına yakalanmıştım. Çok fenaydı zaten bir süre sonra beni durdurdular gidemedim.

  • Mesutekener

    Merhaba,Arnavutluk hakkındaki eleştirilerinize üzgünüm katılamıyorum.Arnavutluk çok güzel bir Avrupa ülkesi.Siz hiçbir yer gezmeden sadece yol üstündeki gördüklerinizle yorumlar yapmışsınız.Bir Tirana’yı gezseydiniz inanın bu yazdıklarınıza pişman olacaktınız.Ben geçen ay Tirana durres elbasan Berat Voskopoje Pogradec vs. de bir ay kaldım.Tadı damağımda kaldı.Seneye tekrar gideceğim.Sevgilerimle 🙂

    • Serkan Sogut

      Selamlar, haklı olabilirsiniz. Yazdıklarım tamamen benim kendi tecrübelerim ve düşüncelerim. Şimdiye kadar çok güzel ve çok kötü ülkeler gördüm. Fakat Arnavutluk bir farklıydı 🙂

  • caner yazıcı

    arnavutluğun çirkin bir ülke olması doğal çünkü ”osmanlı” ‘nın izlerini taşıyor

    • Serkan Sogut

      Caner kişisel yorumunuz için teşekkür ederim. Fakat Osmanlı ile nasıl bağlantısı var yazdıklarımın anlayamadım 🙂 Ben mimariden ya da Osman’lının etkilediği kültürden filan hiç bahsetmedim. Ayrıca Osmanlı mimarisini taşıyan eserler ve şehirler de gördüm daha önce. Burada bahsettiğim konuda farklıydı.

      • caner yazıcı

        beyefendi bloğunuzda eleştirdiğiniz daha doğrusu aşağıladığınız ülke benim anavatanım, ülkem hakkında çok abartılı ve anlamsız ifadelerde bulundunuz sanki Türkiye sütten çıkmış ak kaşık, malumunuz Türkiye çocuk istismarında dünya 2.si, kadına şiddette avrupa 1.si siz ise kalkmış gayri safi milli hasılatı 18 milyar $’lık bir ülkenin şehirlerinin yollarının bakımsızlığını, çöpünü eleştirmeye , Türkiye’nin gsmh 800 milyar $ da nolmuş daha geçen ay 300 maden işçisi bir hiç uğruna öldü devlet o ölen işçi yakınlarına %15 zammı da çok gördü …
        osmanlıya gelince , az önce de belirttiğim gibi Arnavutluğun bu kadar geri kalmış bir ülke olmasının sebebi bundan çok değil daha 100 yıl önce osmanlı hegemonyasında aramak elbette yerinde olacaktır..

        • Serkan Sogut

          Haklısınız ama daha önce de dediğim gibi ben kişisel deneyimlerimi paylaştım. Bunlar benim yol boyunca karşılaştığım ve hissettiklerim. Sanırım hissettiklerimi özgürce yazıp, eleştirebilirim. Niyetim asla bir ülkeyi ya da insanlarını aşağılamak değildi. Öyle hissettirmişsem çok özürdilerim. Yazıyı tekrar bir okuyup güncelleme yapacağım sert olan yerler varsa. Ayrıca ben Türkiye için çok güzel bir ülke diye hiç bir zaman yazmadım 🙂 Hemen savunmaya geçmeniz gerekmiyor. Her ülkenin kendine göre güzel yanları ve sorunlu olduğu yanları vardır. Bu çok normal. Acaba Türkiye’de mi yaşıyorsunuz. Eğer öyle ise neden anavatanınızda yaşamadığınızı merak ettim eğer kısaca açıklarsanız sevinirim. Teşekkür ederim.

Post a Comment